باب: فضل
الصوم في سبيل
الله.
36. ALLAH YOLUNDA ORUÇ TUTMANIN FAZİLETİ
حدثنا
إسحاق بن نصر:
حدثنا عبد
الرزاق:
أخبرنا ابن
جريج قال:
أخبرني بن
سعيد وسهيل بن
أبي صالح:
أنهما سمعا
النعمان بن
أبي عياش، عن
أبي سعيد رضي
الله عنه قال: سمعت
النبي صلى
الله عليه
وسلم يقول: (من
صام يوما في
سبيل الله،
بعد الله وجهه
عن النار سبعين
خريفا).
[-2840-] Ebu Said el-Hudri dedi: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem'in şöyle buyurduğunu işittim: "Kim Allah yolunda bir gün oruç
tutarsa Allah onun yüzünü cehennem ateşinden yetmiş yıl uzaklaştırır."
AÇIKLAMA: İbnü'l-Cevzi: "Eğer Allah yolunda ifadesi
mutlak olarak zikredilmişse cihad kastedilir" demiştir.
Kurtubİ'nin konu hakkındaki değerlendirmesi ise şöyledir:
"Allah'ın yolu" ifadesi "Allah'a itaat etmek" anlamında
kullanılır. Bu hadiste kastedilen de şudur: "Kim Allah rızasını umarak
oruç tutarsa ... "
Fakat söz konusu ifadenin daha kapsamlı bir anlamda kullanılmış
olması da mümkündür. Nitekim İbn Dakiki'l-İyd şöyle demiştir: "Örfteki
genel kullanıma göre Allah yolunda ifadesi cihad anlamına gelir. Eğer söz
konusu ifadeyi bu anlamda alırsak Resulullah'ın Sallallahu Aleyhi ve Sellem
vaat ettiği mükafat ve fazilet iki önemli ibadetin bir arada yapılmasından
ileri gelir. Bununla birlikte Allah'ın yolu ifadesi ile her ne şekilde olursa
olsun Allah'a itaat etmek anlamı da kastedilmiş olabilir. Fakat birinci yorum
doğruya daha yakındır. Ayrıca bu hüküm, savaşta düşman karşısında direnç
kaybedilebileceği için cihad sırasında oruç tutmamak daha iyidir şeklinde
ortaya konan hükümle de çelişmez. Çünkü cihad sırasında oruç tutmanın faziletli
oluşu oruç tutmaya alışkın ve çok güçlü olan ve oruç tutsa bile direncini
yitirmeyen kimseler için söz konusudur.
Dolayısıyla bu durum kişiden kişiye değişir ve görecelidir /
nisbidir. Buna göre oruç tuttuğunda zayıf düşmeyen bir kimse cihad sırasında
oruç tutarsa iki faziletli ameli bir arada yaptığı için büyük bir üstünlük
kazanır."
باب: فضل
النفقة فسي
سبيل الله.
37. ALLAH YOLUNDA İNFAK ETMENİN FAZİLETİ
حدثني
سعد بن حفص:
حدثنا شيبان،
عن يحيى، عن أبي
سلمة: أنه سمع
أبا هريرة رضي
الله عنه،
عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم قال: (من
أنفق زوجين في
سبيل الله،
دعاه خزنة
الجنة، كل
خزنة باب: أي
فل هلم). قال أبو
بكر: يا رسول
الله، ذاك
الذي لا توى
عليه، فقال
النبي صلى
الله عليه
وسلم: (إني
لأرجو أن تكون
منهم).
[-2841-] Ebu Hureyre'nin naklettiğine göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem bir defasında şöyle buyurmuştu: "Kim Allah yolunda bir çift eşyasını
infak ederse cennetin kapısındaki görevli melek ona: "Ey falanca, hadi
gel, buradan!" diye seslenir." Bunun üzerine Hz. Ebu Bekir: "Ey
Allah'ın Resulü, bu öylesine büyük bir alış veriş ki asla kayıp yok, kesinlikle
helak yok!" dedi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ona hitaben:
"Umarım sen onlardan olursun" buyurdu.
حدثنا
محمد بن سنان:
حدثنا فليح:
حدثنا هلال، عن
عطاء بن يسار،
عن أبي سعيد
الخدري رضي
الله عنه: أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قام على
المنبر، فقال:
(إنما أخشى
عليكم من بعدي
ما يفتح عليكم
من بركات
الأرض). ثم ذكر
زهرة الدنيا، فبدأ
بإحداهما
وثنى
بالأخرى،
فقام رجل
فقال: يا رسول
الله، أو يأتي
الخير بالشر؟
فسكت عنه النبي
صلى الله عليه
وسلم، قلنا:
يوحى إليه، وسكت
الناس كأن على
رؤوسهم
الطير، ثم إنه
مسح عن وجهه
الرحضاء،
فقال:
(أين
السائل آنفا،
أو خير هو -
ثلاثا - إن
الخير لا يأتي
إلا بالخير،
وإنه كل ما
ينبت الربيع
ما يقتل حبطا
أو يلم، إلا
آكلة الخضر
كلما أكلت،
حتى امتلئت خاصرتاها،
استقبلت
الشمس، فثلطت
وبالت ثم رتعت،
وإن هذا المال
خضرة حلوة،
ونعم صاحب
المسلم لمن
أخذه بحقه
فجعله في سبيل
الله واليتامى
والمساكين،
ومن لم يأخذه
بحقه فهو كالآكل
الذي لا يشبع،
ويكون عليه
شهيدا يوم القيامة).
[-2842-] Ebu Said el-Hudri anlatıyor: "Bir gün Resul-i Ekrem
Sallallahu Aleyhi ve Sellem minbere çıkıp ayakta durarak: "Benden sonra
yeryüzünün ni'metlerinin sizlere olanca genişliği ile açılmasından
korkuyorum" buyurdu ve dünyanın insanı cezbeden süslerinden,
güzelliklerinden ve vereceği bereketlerden söz etti. Orada bulunanlardan birisi
kalkıp: "Ey Allah'ın Resulü, hayır şerre mi dönüşecek, lütfedilen nimetler
ceza haline mi gelecek?" diye sordu. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir
süre sustu. Biz kendisine vahiy geldiğini düşündük. Cemaat de susmuştu; sanki
başlarının üzerinde kuşlar varmış gibi hiç ses çıkmıyordu. Sonra Resul-i Ekrem
Sallallahu Aleyhi ve Sellem yüzünün terini sildi ve: "Az önce soruyu soran
nerede?! Hiç mal gerçekten, tümüyle hayır olur mu? (Resulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem bunu üç defa söyledi) Gerçek hayır, hayırdan başka bir sonuç
doğurmaz / hayır sadece hayır getirir. Dünya malı baharda biten yeşil/ikler
gibidir. Onu doyumsuzca yiyen hayvanlar çatlayıp ölür ya da ölecek hale gelir.
Onlar karınları doyunca Güneşe doğru dönerek arka bacaklarını dikip pislerler
ve idrarlarını yaparlar sonra da yeniden otlamaya başlarlar. İşte bu dünya malı
da yeşilliktir, tatlıdır. Dünya malına sahip olup da onu hakka uygun bir
şekilde ve gereği gibi elde ederek Allah yolunda ve yetimler ile miskinler için
sarf eden bir Müslüman ne güzel, ne iyi bir insandır. Dünya malını hakka uygun
bir şekilde, gereği gibi elde etmeyenler ise yediği halde doymayan insanlara
benzerler. Böyle kimseler için kazandıkları mallar kıyamet gününde aleyhte
şahilik edeceklerdir" buyurdu.
AÇIKLAMA: el-Mühelleb şöyle der: "Bu hadis cihadın
en faziletli amel olduğunu göstermektedir. Çünkü mücahid, namaz kılmasa, oruç
tutmasa ve sadaka vermese bile bunları yapan kişilerin aldığı sevabı alır.
Mesela cennetteki er-Reyyan kapısı oruç tutanlar içindir. Zaten bu hadiste
mücahidin cennetteki kapıların hepsinden çağırılacağı zikredilmiştir. Bunun
sebebi ise az da olsa Allah yolunda cihad için malını infak etmektir."
Ahmed İbn Hanbel'in naklettiği bir hadiste: "Her amel için
cennette bir kapı vardır ve bu ameli işleyenler o amel için olan kapıdan
çağırılırlar" buyurulmaktadır. Bu da "Allah yolunda" ifadesinin
cihaddan ve diğer salih amellerden daha kapsamlı ve genel bir anlam yelpazesine
sahip olduğunu gösterir.
İkinci hadis Ebu Said'in rivayeti olan: "Benden sonra
yeryüzünün nimetlerinin sizlere olanca genişliği ile açılmasından
korkuyorum" hadisi olup bunun açıklaması Allah dilerse er-Rikak bölümünde
ele alınacaktır.